Bir İdam Mahkumunun Son Günü
“Bütün insanlar günü belirsiz bir ölüme mahkûmdurlar.”
Merhabalar!
Bu yazımda sizlere bir solukta okuyup bitirdiğim dil yönünden hem akıcı hem de dönemin özelliklerinin iyi bir şekilde anlatıldığı romandan bahsedeceğim.
Eser Victor Hugo tarafından kaleme alınmıştır. Eserin uzun bir ön yazısı bulunmaktadır. Bu ön yazıda dönemin siyasi şartları, yaşam stili ve idam cezası geniş bir çerçeveden ele alınmıştır. Ön yazının uzun olması sizi sıkabilir ama eseri iyi anlamak açısından mutlaka okunması gereken bir bölümdür. Uzun ön yazı ardından “Trajedi Hakkında Bir Komedi” bölümü yer almaktadır. Bu bölümde ise yazar idam cezasını farklı ideolojiler açısından ele aldığını rahat bir şekilde görebilmekteyiz.
Victor Hugo bu romanında idam gibi korkunç bir cezalandırmanın insanlığa faydası olmadığını fark edip toplumu bilinçlendirmek için yazmıştır ve eserin ilk baskılarının çıktığı yıllarda yazar ismini gizlemiştir. Hugo’ya göre bir insanı öldürmek onun ebeveynlerini, çocuklarını, eşini öldürmek gibi onların hayatlarını da mahvettiğini kısa kesitlerle eserin belirli kısımlarında vurgulamıştır. Aynı zamanda eser de sık sık halkın idamı zevkle ve coşkuyla izlediği vurgulanmıştır. Hugo eserinde bu cezaya karşı çıkarak suçluları iyileştirmeyi savunmaktadır. Hugo’nun 1829 yılında verdiği bu öğütler 1982 yılındaki sosyalist parti tarafından gerçekleştirilmiştir.
“Manevi bir acının yanında fiziki acının ne önemi var ?”
İsminden de anlaşılacağı üzere baş karakter bir idam mahkumudur. Adam öldürme suçundan yargılanmış ve idama mahkum edilmiştir. Karakterin mahkeme salonundan idama kadar geçen süreçteki duygu ve düşüncelerini nasıl içsel süreçten geçtiğini edebi bir şekilde kendi cümlelerinden okuyoruz. Eserin sonunu tahmin etmek herhalde zor değil. Okuyucuda derin izler bırakan bu kitabı okumanızı tavsiye ederim.
“İçinde bulunduğum bu umutsuz konumda,bazı anlar oluyor ki
insan bir saç teliyle bir zinciri kırabileceğine inanıyor.”
Yorum gönder